Çorum Mutlu Son
Çorum Mutlu Son
” Turner döndü ve Miranda’ya baktı, hâlâ ölü benzer biçimde solgundu, sonrasında kundaktaki bebeğe daha sıkı sarıldı. Çorum Mutlu Son Leydi Rudland oğlunun mavi gözlerine baktı, kendininkilere o kadar çok benziyordu ki, “Sanırım Miranda da mavi gözlü olmasını istiyormuş, ” dedi. Turner huzursuzlukla yutkundu. Çorum Mutlu Son Miranda onu öylesine uzun süre ve öylesine çok sevmişti ki, ona hak ettiği karşılığı verememişti. Şimdi onu kaybedebilirdi ve Miranda onun ahmak eşeğin teki olduğunu fark ettiğini kim bilir hiç bilmeyecekti.
“Sanırım öyledir, ” dedi boğuk bir sesle. “bir tek ikincisine kadar beklemek zorunda kalacak.” Leydi Rudland dudağını dişlerinin arasına aldı. “normal olarak, yaşamım, ” dedi teselli edercesine. “Adı mevzusunda hiç düşündün mü?” Başını kaldırıp şaşkınlıkla baktı, sanki bir ad vermeleri gerekeceği hiç aklına gelmemiş gibiydi. “Ben… Hayır. Hiç düşünmedim.” “Olivia ile ben bir kaç güzel isim düşündük. Julianna’ya ne dersin? Veya Claire. Ben Fiona önerdim ama Olivia’nın hoşuna gitmedi.” “Miranda kızına Fiona adının verilmesini asla kabul etmezdi, ” dedi durgun bir sesle. “O Fiona Bennet’den hep nefret etmiştir.” “Şu Haverbreaks civarlarında yaşayan minik kız mı? Hiç bilmiyordum.”
Çorum Mutlu Son
“Miranda ile konuşmadan bir isim koymayacağım.” Leydi Rudland yeniden yutkundu. “elbet hayatım. Ben sadece… Ben şimdi sizi sadece bırakayım. Çorum Mutlu Son Gözleri kahverengi bunun.” “Öyle mi?” Döndü ve yine bebeğe baktı. Uyuyordu, gözleri kapalıydı. “Öyle olacağını biliyordum.” “Gün yüzüne çıkışının daha birinci gününde babasını hayal kırıklığına uğratmak istemezdi herhalde, değil mi?” “yahut annesini. Sen birazcık ailenle baş başa kal.” Turner önce karısına sonrasında kızına baktı. “Bu senin annen, ” diye fısıldadı. “Şimdi çok bitkin.
Seni dünyaya getirmek için çok güç harcadı. Bu niçin gerekti bilemiyorum. Çok da büyük değilsin.” Ne demek istediğini göstermek için onun minnacık parmaklarından birisine dokundu. “Sanırım seni hemen hemen hiç görmedi. Biliyorum bunu çok isterdi. Seni kucaklar, sana sarılır, seni öperdi. Niçin biliyor musun?” Acemice gözyaşlarını sildi. “Çünkü seni seviyor, bu nedenle. Bahse girerim seni benden daha çok seviyor. Ona her vakit davranmam gerektiği şeklinde davranmamış olsam da, beni hâlâ biraz olsun sevmiş olduğini düşünüyorum.” Uyanmadığından emin olmak için Miranda’ya kaçamak bir bakış attı, sonrasında konuşmasını sürdürdü,