Çorum Bayan Masör – Mutlu Son
Çorum Bayan Masör – Mutlu Son
Çorum Bayan Masör – Mutlu Son Ayrıca sık sık, inanılmaz bir sevgi ve sevinçle uyuyan gence bakıyor, bana çektirdiği tüm acıları düşünüyor, almış olduğum zevkin acısını kat, kat karşıladığını itiraf ediyordum. Ortalık apaydınlıktı. Telaşlı hareketlerimizden ve havanın bunaltıcı sıcağından ötürü bir kenara atılmış, sıyrılmış örtüleriyle yatağın üzerinde oturuyordum. Beni böyle karşı konmaz bir güçle kışkırtan bir zevki, sahip olduğum o gençlik dolu güzelliğin tüm hazineleriyle gözlerimi şenlendirmek gibi iyi bir fırsatı kendimden esirgemedim. Charles hemen hemen çırılçıplak yatıyordu, gömleği tam bir demet halinde yukarıda toplanmıştı odanın ve havanın sıcaklığı yardımıyla üşümüyor gibiydi. Ona vurgun bir biçimde üzerine eğildim!
Tüm o çıplak çekiciliğini doya, doya izledim. Oysa yüzlerce kez görsem ona doymam imkânsızdı. Onu şu an görüyormuşçasına resmedebilirim, halen güzelliği gözlerimin önünde. Tümüyle muhteşem bir erkek güzelliğinin boydan boya manzarası. Tek bir kusuru olmayan, güzelliğin her iki cinse de ait olduğu ve üst dudağının üzerinde ilk ince tüylerin zarzor ayırdığı bir yaşın tomurcuk çiçeği, ilkbahar tazeliğiyle parıldayan bir yaz meltemi benzer biçimde taze, sıcacık Dudaklarının yakut şişliğinin aralığı dışarıya içine almış olduğundan daha tatlı ve saf bir hava solur gibiydi.
Çorum Bayan Masör – Mutlu Son
Çorum Bayan Masör – Mutlu Son Öyle kışkırtıcı bir öpücüğü zapt etmek ne güçlü bir irade gerektirmişti.Ensede ve yanlarda özgürce dağılmış naturel buklelerle zarifçe süslenen ince, temiz pürüzsüz cildi ve dolgun etleriyle olağanüstü yapılı ve dinç bir gövdeye bağlanıyordu. Kar beyazı göğsünün erkeksi bir oranla ortaya serilen düzlüğündeki iki uç, tomurcuklanmakta olan gülleri anımsatıyordu. Kollarının kasları, karnının, kalçalarının yuvarlak kabarıklığının başladığı yerde bele doğru incelişinin düzgünlüğü muhteşemdi.
Güzel şekillenmiş yuvarlaklıklarıyla dizlere doğru yavaş, yavaş incelen baldırları, o nefis gövdeyi desteklemeye layık birer sütun gibiydi. Birleştikleri yerde, birazcık dehşet kalıntısı, birazcık da sevecenlikle gözlerimi dikmekten kendimi alamadığım, kısa süre önceki gazabı sonucunda sızısı hala geçmeyen o yumuşak, narin bölgemi öylesi bir öfkeyle parçalayan, yırtan, hemen hemen harap eden o müthiş makine vardı. Ama o öfkesinden en minik bir yaratı kalmamıştı, artık. Al başını bacaklardan birine doğru eğmiş, sakin, uysal ve bu görünüşüyle, işlediği fenalık ve zulümden aciz bir hali vardı. Kırışıklıklarla çepeçaşama buruşmuş, büzülmüş altın keseler manzarayı kusursuzlaştırıyor ve hepsi birlikte doğadaki en ilginç canlı resmi meydana getiriyorlardı. Elbet ressamlar, heykeltıraşlar veya öteki sanatçılarca döşenen ve avuç dolusu paraya satın alınan o kabalıklardan son aşama üstün görünüyorlardı.